
Tevekkel taal Allah…
Her vesile ile sıkça Allah’ın adını zikretmek elbette güzel.
Ancak her işi de Allah’a havale etmek de olmaz ki.
Tamam, Allah korusun. İnşallah ve de maşallah ayrıca…
Tevekkülümüz de ancak Allah’a…
” … ve bil kaderi, hayrı-ı ve şerrihi” diyen amentü imanın şartlarından.
Kadere, hayra ve şer’e inanacağız.
Bunun için, Allah bize akıl vermiş, izan vermiş.
Böylelikle iyiyi, kötüyü hayrı ve şer’i ayırt edebiliyoruz.
Yaşamımız boyunca ömrümüz hayır ve şer ile karşılaşmaktan geçiyor.
Kimi zaman üzülüyor, kimi zaman da seviniyoruz.
Bela ve musibetten kurtulmak için dualarımız ve tevekküllerimizin yanı sıra kendimizin de çaba göstermemiz gerekiyor.
Ne demiş atalarımız;”önce tedbir, sonra tevekkül…”
Sel oluyor, “kader” diyoruz.
Deprem oluyor, “Allahtan geldi” diyoruz.
Ölenlere rahmet dileyip kalanlara da şifa ve sabır istiyoruz.
Bunların hepsi de güzel şeyler…
Güzel şeyler de biz Allah’ın kulu olarak tedbir amaçlı ne yaptık?
‘Bir küçücük tedbirin bin belayı defedeceğini’ tedbirli başa karın yağmayacağını bile bile önlem almayı ihmal ettik.
Elazığ, Malatya, Manisa ve daha başka şehirlerimizde de depremler var.
41 ölüyü enkazdan çıkarıp, 200’e yakın kişiyi de yaralı kurtardık yerle bir olmuş binalardan.
Çatlağı, patlağı vardı. Binamız sağlam değildi, tamir etmedik.
Zorunlu deprem sigortasını hiç aklımıza getirmedik.
‘Allah korusun bize bir şey olmaz!’ umursamazlığındaydı çoğumuz.
Etrafımızda depremler oldu ”Allah korusun!” deyip gerekli önlemimiz olmadı.
Şimdi bile Elazığ’da çoğu insanlar yıkılabilir binaları için Kentsel dönüşüme direniyorlar diye yazıyor gazeteler.
Oldu mu ya? Demek ki şu an bile gerekli dersi almamışız.
Aklımız başımıza ancak bir felaket sonrası geliyor. Sonra da iş işten çoktan geçmiş oluyor. Daha sonra da hiçbir şey olmamış gibi unutup gidiyoruz.
Eğer bölgemiz böylesi bir depremle karşılaşsa taş taş üstüne kalmaz.
Çünkü deprem bölgesinde değiliz diye ne müteahhitlerin ne belediyelerin ve nede bizlerin hiçbir tedbiri yok ki… Tarsus’ta onca metruk ve viran bina var ama kendiliğinden yıkılmasını bekliyoruz ne yazık ki!