
Sen ne yapmaya geldin ki bu dünyaya? Ne maça gidersin, ne çay,ne kahve içersin! Düğüne gitmezsin. Oynamazsın, dans etmezsin! Her gün rutin olarak gidersin çayıra, gelirsin ahıra! Tek düze bir hayatın var! Yiyip, içip yatıyorsun!
Bunun için mi geldin bu dünyaya?
İnek hak tarafından dile gelmiş. Ve şöyle adamın yüzüne uzun, uzun baktıktan sonra
Ey insan! Bunu sen mi söylüyorsun bana?
Evine bir git! Şu buzdolabınıza bir göz at hele
Süt benden, peynir benden, tereyağı benden, kaymak benden, yoğurt, süt benden, et köfte benden, sucuk benden, salam benden, pastırma benden. Kuşbaşı, kıyma benden, içli köfte benden, sarma, dolma benden! Ayağına giydiğin ayakkabı benden, pantolonuna taktiğin kemer benden! Kışın yaktığın tezek benden! Ulan! Kemiklerimden bile faydalanıyorsunuz!
Şimdi aynı soruyu ben sana soruyorum!
Ne demeye geldin bu dünya ya? Sütün yok, peynirin yok, yoğurdun yok! Salamın, sucuğun, pastırman yok! Kılın işe yaramaz!
Bu güzelim dünyayı tahrip etmekten başka ne yapıyorsunuz?
Birbirimizi öldürüyorsunuz. Birbirinize iftira
Yapıyorsunuz! Çalıyor, çırpıyorsunuz!
Şimdi tekrar aynı soruyu bir kez daha soruyorum.
Sen niçin geldin dünya ya?
İşte ahval böyle!
Hani derler ya!
"Açma kutuyu, söyletme kötüyü "
Sen kalkar ineğe o soruyu sorarsan, inek de, cevabını verir işte!
Şimdi inekten duyduğumuz bu azar bize bir ders olur mu der siniz?
İnsanların eti yenmez, derisi giyilmez! Olmamız gereken şey, adam gibi olup çevremize, doğaya saygılı olmak, Birbirimizin değerini iyi bilmektir.