:

:

:

CUMHURİYET HALK PARTİSİ TARSUS İLÇE KADIN KOLLARI İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN FESHEDİLMESİNE TEPKİ GÖSTERDİ.

Tarih: 26 Mart 2021 Cuma 09:42
Güncelleme: 26 Mart 2021 Cuma 09:51
Yazı Boyutu:
Metni küçült
Metni büyüt
CUMHURİYET HALK PARTİSİ TARSUS İLÇE KADIN KOLLARI İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN FESHEDİLMESİNE TEPKİ GÖSTERDİ.
- CUMHURİYET Halk Partisi Tarsus İlçe Kadın Kolları Başkanı Belda Boroğlu, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine tepki gösterdi.
 
Boroğlu, konuya ilişkin olarak şu açıklamada bulundu:
 
“Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi. 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açıldığı için ‘’İstanbul Sözleşmesi’’ olarak anılmaktadır. Türkiye sözleşmeyi, 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da ve hiçbir çekince koymaksızın imzaladı. Sözleşme, 24 Kasım 2011 tarihli oturumda TBMM’deki tüm siyasi partilerce kabul edilmiştir, 246 kabul oyu ve bir çekimser oy kullanılmıştır, bir adet bile karşı oy verilmemiştir. Sözleşme 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir
 
Türkiye’nin yazımı dahil her aşamasında emek ve katkı verdiği bir sözleşmedir. Yaşam hakkı gibi, şiddete maruz kalmama hakkı gibi temel insan haklarına dayanır ve temel insan hakları tartışmaya açılamaz. Sözleşmeden çekilmek, sözleşmenin referans aldığı ve Türkiye’nin de taraf olduğu tüm temel insan hakları belgelerini de tartışmalı hale getirmek anlamına gelecektir. Tüm dünyaya, Türkiye’nin anayasadaki eşitlik ilkesinden, şiddeti önlemek ve şiddete maruz bırakılanları korumakla ilgili yasalardan vazgeçildiği, devletin kadın erkek eşitliği ve kadına yönelik şiddeti önleme politikasını terk ettiği ilan edilmiş olacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi, İstanbul Sözleşmesi’nin hem kadınların hayatları, hem de Türkiye’nin geleceği açısından önemini her yerde anlatacaktır
 
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN İMZALANDIĞI 2011 YILI KADIN CİNAYETLERİNİN EN AZ OLDUĞU YILDIR
 
Türkiye’nin her yerinde, her meslek, yaş ve statüden kadınlar şiddet görmektedir. Yaşanılan coğrafyaya göre şiddetin gerekçesi değişiyor gibi görünse de temelde yatan sebep aynıdır: EŞİTSİZLİK! Aile destekleri sigortası, kadının sosyal, ekonomik ve toplumsal statüsünün yükseltilmesi, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, kız çocuklarının okullaştırma oranının arttırılması, kadının çalışma hayatının önündeki engellerin kaldırılması gibi politikalar eşitsizliği azaltacaktır. Verilere göre; İstanbul Sözleşmesi’nin imzalandığı yıl kadına yönelik şiddet azalmıştır. Özetle; sözleşmenin imzalanması bile şiddetle mücadelede etkili olmuştur.
 
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR ÇÜNKÜ;
 
• Şiddete maruz kalan kadınların ve çocukların yalnız kalmasını önler. Ücretsiz hukuki, psikolojik destek almasını, kadın örgütlerinin davalarına müdahil olmasını sağlar. • 7/24 çalışan ücretsiz alo şiddet hattı, kolayca ulaşılabilecek güvenli sığınaklar ve cinsel şiddet kriz merkezleri gibi destek mekanizmaları ağı ile şiddete maruz kalan kadınları ve çocukları korur. • Eşit vatandaşlığın garantisidir. Şiddete son verilmesi için hayatın her alanında eşitlik sağlanması gerektiğini söyler. Eşitlik gelince şiddet gider. • Taciz, tecavüz ve şiddete uğrayan kadınların korkmadan şikayetçi olabilmesini, baskı altında şikayetinden vazgeçse bile konunun kamu davası olarak takibini sağlar. • Sözde namus ve töre gerekçeleriyle kız çocuklarının ve kadınların eğitim, çalışma, eş seçme, seyahat etme gibi en temel hak ve özgürlüklerinin engellenmesini yasaklar. Sözde namus ve töre adı altında işlenen kadın cinayetlerini önler.
 
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR ÇÜNKÜ;
 
• Şiddet uygulayanın cezalandırılmasını sağlar, cinsiyetçi gerekçelerle yapılan indirimleri engeller, cezasızlığı ortadan kaldırır. • Tek taraflı ısrarlı takip faillerinin cezalandırılmasını sağlar. Kimse, birlikte olmayı reddettiği ya da ayrılmak istediği için şiddete maruz kalmaz. • Şiddetin çocuklar önünde gerçekleşmesi, silah kullanılması, şiddetin tekrar etmesi gibi durumları yüksek riskli durumlar olarak görüp acil önlem alınmasını sağlar. • Devletlere, devletin tüm mekanizmalarını işleterek kadına karşı şiddeti ortadan kaldırmak için her türlü tedbiri alma görevini yükler. • İktidarlara ev içi şiddeti durdurmak için yol gösterir, sorumluluklarını hatırlatır, sözleşmenin gereğini yapmayan devletlerden hesap sorar. • Kadınların ve çocukların şiddetsiz bir hayat yaşama hakkını korur. • Şiddet mağdurlarının uğradıkları zararların tazmin edilmesini sağlar.
 
Etiketler:
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz yorum eklenmemiştir.

Tarsus Vilayet ©2006 - Tüm Hakları Saklıdır, Kaynak Gösterilmeden İçerik kopyalanamaz.
Mersin Haber ,Mersin ,Mersin Haberleri ,Mersin Son Dakika ,Mersin Tren Saatleri ,Mersin Hava Durumu
Oluşturma süresi(ms): -1