AKŞENER’İN SAYIN ERDOĞAN İÇİN İSTİBDAT BENZETMESİ NEDENİYLE BU YAZIMI TEKRAR YAYIMLIYORUM. Geçenlerde Süleyman Kocabaş’ın ”SULTAN 11.ABDÜLHAMİD’İN HATIRALARI” adlı kitabını okudum.
Okudum da o gün ile bugün arasında bir fark göremedim.
Baksanıza daha geçen gün İP Genel Başkanı Meral Akşener, 1906’lından itibaren İttihat Ve Terakkici ve de dış unsurların dolduruşlarıyla Abdulhamid hakkında İstibdat devri benzetmesini Erdoğan’a karşı da yaptı.
Anladım ki, o gün ne ise bugün de aynı…
Düşman aynı düşman…
Dost aynı dost… Hain Aynı hain…
Tarih kitapları daha yeni yeni o zamanla ilgili gerçekleri yazmaya başladılar.
Bize öğretilenler ise bambaşka idi…
“Kızıl sultan” dediler onun için.
Devrine ‘İSTİBDAT’ demişler.
İtibarsızlaştırmak için ellerinden ne geldiyse yapmışlar.
Sonunda da; Ermeni, Rum ve Yahudi vekillerden oluşan azınlık vekillerini salarak koca padişahı azledip Selanik’e sürgün etmişler.
Tıpkı Başkan Erdoğan’a dedikleri gibi onun için de “diktatör, iktidarını korumak için jurnal ekipleri kuran, gizli teşkilatını saltanatının devamı için çalıştıran, zalim, astığı astık, kestiği kestik, basına baskıcı hatta vatan hainliğine kadar suçlamalar yapmışlar. Halkı ona düşman etmişler. Onun bu despot idaresine karşı çıkanlar da vatansever diye bize anlatılan Jön Türkler ve İttihat ve terakkiciler olmuş.
Bugünkü gibi tek dertleri 2.Abdul Hamit’i devirmekmiş onların da…
Yememişler içmemişler; Ermeniler, Rumlar, Yahudilerle birlik olup İngiliz, Alman ve Fransızlarla sultanı devirmeye çalışmışlar.
Şöyle düşünüyorum da aslında o günden bugüne değişen bir şey yok.
Düşman aynı düşman, hain aynı hain sadece isimleri ve cisimleri değişmiş.
31 Mart kalkışmasını yapan Hareket ordusunun yerine bugün 15 Temmuz 2016 kalkışmasını yapan FETÖ, Ermeni, Rum, Yahudi çeteleri yerine PKK,PYD,YPG artı bunun bir de MLKP,DHKPC’si ve de DEAŞ’ı bugünün baş belaları değil mi?
Tabi bu arada yerli işbirlikçilerini, sosyal medya ve medyanın kalemşörlerini de hesaba katmalıyım. Bir de Başkan Erdoğan’ı”sözde başkan ”diye itibarsızlaştırmaya çalışan muhalefeti de unutmamak gerekiyor.
O gün Abdülhamit için;” gitsin de nasıl giderse gitsin. Yeter ki gitsin” diyenler bugün aynı şeyi Başkan Recep Tayyip Erdoğan için söylemiyorlar mı? O günkü nefret tohumları bugün Başkan Erdoğan için de ekilip biçilmiyor mu?
Tekrar ediyorum. O gün ne idiyse bugün de aynı anlayacağınız.
Erdoğan bir şekilde giderse düğün bayram edip zil çalıp oynayacaklar var bu ülkede… Allah korusun başına kötü bir şey gelse dokuz sekizlik oyun havasıyla göbek atacaklar hiç de az değil.
Kalemşörler ise Erdoğan aleyhine öyle yazı döktürüyorlar ki peh ki peeeh!
Hele de mikrofon başındakiler, kamera enkırmenleri ve de açık oturum silahşörleri attıkça atıyorlar Erdoğan’a…
Yeter ki Erdoğan gitsin…
Aslında dertleri Erdoğan değil bunların devlet…
Aman aman Türkiye 2023 hedeflerini tutturmasın. Türkiye düşmanlarının da istediği bu değil mi zaten.
Abdulhamit gidince iktidarı ele geçirenler 1908 den başlayan 10 yıl içinde 600 yıllık koca Osmanlı devletinin yıkılmasına sebep oldular.
O zaman ki aydın takımı iş işten geçtikten sonra Abdulhamit’in ardı sıra ’İSTİMDAT-PİŞMANLIK-MEDET)nameler kaleme almışlar. Aralarında kimler yok ki bunların…
Süleyman Nazif,Abdülhak Hamit Tarhan,Ahmet Rasim,Mehmet Akif Ersoy,Sadık bey,Tevfik Fikret,Rıza Tevfik Bölükbaşı ve daha niceleri var.
İnşallah pişmanlık sırası AKŞENER ve onun gibilere de gelir.
