
Hiç farketmez !
Bir konuyu yazarak anlatacak düzeye sahip iseniz;o konu hakkında yeteri kadar ön bilgiye sahip olmanız gerekmez mi ?
Temeli yalana dayanan,dayanaksız bilgileri sunmak,kişilere,gazetecilere ,yazarlara yakışır mı?
Birilerini sevmeyebilirsiniz.Onlardan nefret ediyor olabilirsiniz.
Icraatlarını yanlış,yetersiz,gereksiz bulabilirsiniz....
Beğenmediğiniz,nefret ettiğiniz kişileri sevmeyin! Tamam .
Takdir etmeyin,o da tamam.Ama
ne yazdığınızın,ne anlartığınızın farkında olun lütfen.
Cümle kurmak,kafiye bulmak size zor geliyor olabilir.
Kurduğunuz cümleyi öznelerken ,insaflı olun biraz.
Kafiye mi bulamıyorsunuz ?
Serbest vezinle yazın,yazacağınızı !
Ama doğru yazın !
Yalanlarınızı,iftiralarınızı mantolamayın bari ! Gözünüzü,düşüncelerinizi doğru şeylere odak-
layın.
( Adamın biri hayatında ilk defa abisi ile şehire gidiyor.
Satacağını satıyor,alacağını alıyorlar nihayet
işleri bitiyor,evlerine dönüyorlar.
Bizim , ilk defa şehire gidenimizin arkadaşları
bunun başına bitikiyorlar.şehiri ve neler gördüğünü soruyorlar.O da gördüğü her şeyi onlara anlatıyor.Bir suskunluğun sonunda bizim adam;
Helva ne kadar tatlıymış diyor.Arkadaşları heyecanla hiç yemedikleri helvanın tadını merak ediyor ve soruyorlar .
Tadı nasıl , sen yedin mi diyorlar.Bizim adam
mahçup bir tavırla;
Yok ! Ben yemedim. Abim ,birinin helvayı yediğini görmüş .O anlattı çok tatlıdır diye.)
Yani bizzat yaşamadığı ,tadı hakkında hiç bir bilgiye sahip
olmadığı halde,helvayı yemiş gibi anlatmak,
tadı hakkında kanaat açıklamak ,yalancılık değil mi? Aldatmak değil mi?
Bakın bir şair nasılda bir beyanda bulunmuş .
"Ne mi oldu bakın son yirmi yılda ?
Satılmadık bir donum,bir çulum kaldı.
İtibar bile artık,köşkte,sarayda,
Ellenmedik sadece bir k....çım kaldı !" diyor.
Yani el insaf !
Bunlar ve biz herhalde ayrı boyutlarda mı yaşıyoruz ?
Frekanslarımız tamamen farklı mı yani ?
Nasıl oluyor da ,biz onların gördüğünü göremiyoruz ?
Nasıl oluyor da biz onların bildiğini bilemiyoruz ? Ya da tersinden alırsak.
Neden onlar bizim gördüğümüzü göremiyor ? Ve ya neden onlar bizim bildiğimizi bilmiyorlar ?
Bir parti lideri,partisinin gurup toplantısında
Sayın Devlet Başkanı'nın, bir bayan profesöre
hakeret ettiğini partililerine anlatırken,aynen şu
cümleleri kullanıyor(Google'den alıntı)
"....Sayın Erdoğan,her şeyin ötesinde bir kadından ,bir bilim adamından söz ediyorsun.Terbiyeli olacaksın ! Efendi olacaksın ! Bu sözler ,devletin başına yakışmaz."
Peki bu ölçüsü olmayan sözler ,ülkeyi yönetmeye talip olan birilerine yakışıyor mu?
Sizin fantazilerini duymak ,dinlemek zorunda değiliz.
Sayın Cumhurbaşkanı'na söylenen bu sizleri,
halktan birileri, bir birlerine söylediğini düşünün !
Ben kendi açımdan düşünüyorum.
Asla affetmem !
En azından, sözünü kendisine iade ederim.
Ya hu! Bu nasıl liderlik ?
Bu nasıl bir hitap şeklidir ?
Azıcık; iki düşünün de bir konuşun !
Konusun da ,dediklerinizden feyz alalım.
Konusunda ,ne dediğinizi anlayalım !
Kalın sağlıcakla