Yol kimin? Sokak kimin?
Senin, benim herkesin…
Yani kamunun…
Kaldırımlar da öyle…
Aylardır kaldırım ve yol işgallerini yazıp ilgilileri uyarıyoruz.
Geçen hafta baktık ki zabıtalar kaldırım işgalleri için uyarı yapıyor.
“Tamam dedik! Yazılarımız nihayet karşılığını buldu” dedik.
Hatta teşekkürlerimizi sunmak için hazırlıklar da yaptık.
Bayağı da ümitlendik.
Çünkü bu tür işgallerin sona ereceğini düşünüyorduk.
Ama ne gezeeerrr!
Meğerse beterin de beteri varmış!
Mesela herkesin gelip geçerken gördüğü Amerikan Koleji yakınındaki kaldırım balkonu yazdık.
Oradan geçip te bu yasa dışı işgali görmemek mümkün değil.
Bir de baktık ki, Zorbaz oteli arkasındaki sokaktaki durum da aynı…
Orada da sokak balkon var.
Ayrıca yollun bir kısmından merdivenlerle çıkılan bölüm bile yapılmış.
Yasal mı? Tabiî ki değil…
Hiç kimse görmemiş mi?
Görmez olurlar mı? Tabii ki görmüşlerdir.
Ta eski yönetimden beri var çünkü.
Bu sokak bir ara ciğerci tarafından adeta kapatılmıştı.
O gidince bir başkası da burasını sokak balkon yapıvermiş.
Yeni başkan, bu yasa dışı işgalleri önleme konusunda “bana ne?” diyemez.
Çünkü; ben, sen, bizler, sizler, onlar gelip geçeceğiz bu yoldan.
Burası işgalcilerin babalarının malı değil ki?
Eski alışkanlıklardan kalma mıdır nedir vurdumduymazlıklar sürüp gidiyor.
Eskinin yanlışlarını yenileri düzeltecek diye beklerken adamların umurlarında bile değil.
Ama bakıyorsun yıkmak istediklerini yıkıyor, kaldırmak istediklerini de kaldırıyorlar.
Dönel kavşakların bir kısmını nasıl da kaldırıverdiler.
Kültür Park içindeki büstleri de söküp bir kenara attılar.
Kafalarına göre de yeni kavşaklar yapmaya devam ediyorlar.
Demek ki beğenmediklerine gerekli işlemleri yapıyorlar.
Diyorum ki; eski yasa dışı işgallere ”onlar göz yumdu, bize ne!?” diyerek görmezlikten gelmek aynı hatayı sizlerin de tekrarlaması demektir.
Sayın başkan, boş zamanlarında şehri şöyle bir dolaşsanız diyorum.
Eski belediye başkanları her sabah erkenden kalkıp şehir turu yaparlardı da…