Sözlerini Namık Kemal, bestesini de Şevki Bey’in yaptığı segâh makamındaki şarkı
” Olmaz ilaç sine-i sad pareme
Çare bulunmaz bilirim yareme” diye başlar.
Namık Kemal’ın sinesindeki yarenin belki ilacı yoktur, ama ilaç çok önemlidir.
İlaç adı başında devadır.
Deva da dertlerin ve hastalıkların çaresidir.
Ve hiç kimse iş olsun diye ilaç kullanmaz.
Ancak sağlığı söz konusu olduğunda da öncelikle akla ilaç gelir.
Başı ağrısa ilaç…
Dişi ağrısa ilaç…
Allah kimseye dert veripte derman aratmasın.
Derde düştün mü şifa için istesen de istemesen de ilaç kullanacaksın.
Öyle hastalar vardır ki ömür boyu ilaç kullanması gerekir.
Oysa insan baldan yağdan usanıyor, ilaçtan mı usanmasın?
Elbette devletimiz vatandaşları için tedavi giderleri olarak milyarlarca liralık bütçe ayırıyor.
Ancak bu rakamlar bile kimi zaman aşılıyor.
Hele de bir kısım menfur hastalıklara duçar olanların reçeteleri onlarca milyar tutuyor.
Sağ olsun devletimiz, raporlu hastalardan bir kuruş talep etmeden bunları ödüyor.
Fakat yine de vatandaşların bizzat parasını ödeyerek kullandığı ilaçlar var.
Kısacası ilaç, yaşamımızda vazgeçmeyeceklerimizin en başında gelmese de en önemlilerindendir.
Şimdi de sadede gelelim…
İlaçta KDV neden düşmüyor?
Gazete, kitap ve bazı dergilerde SIFIR KDV UYGULANIYOR.
Katkısız ekmekte bile KDV yok gibi bir şey…
Mobilya da bile KDV %18’den 8’e düşürüldü.
Beyaz eşyacılar bile KDV’nin düşürülmesini istiyorlar.
Hatta uzun süre ticareti artırsın diye beyaz eşya ve mobilyada ÖTV’siz satış yapıldı.
Korkmayın ilaçta KDV düştü diye hastalarda bir artış olmaz.
Peki, ilacın ve de hastanın kabahati ne?
Hekim tarafından formüle edilip eczanede yapılan prodüvi içeren ilaçların etken ve katkı maddelerinin KDV’si 18…
Vazelin, lanolin, gliserin hatta eau distille’e dediğimiz saf suyun bile KDV’si %18…
Başka sıralayacağım çok kalem prodüvilerin hemen hepsi de aynı KDV’li
Sayın Sağlık Bakanına, maliye Bakanına ve değerli Başkanımız R.Tayyip Erdoğan’a ilaçtaki KDV konusunu gündeme taşıyıp KDV’nin düşürülmesini diliyorum.