Bir üşengeçlik var üzerimde.
Tam üşengeçlik de değil aslında bıkkınlık!
Pazartesi sendromu desem o da değil.
Ne suya sabuna…
Ne de elimi soğuk sudan sıcak suya batırasım geliyor.
Hani derler ya ”boş mezar bulsa yerleşecek” işte öyle bir şey.
Ne ‘PARDON’ yazmak,
Ne makale ne de Tarsusî şiirleri aklımın ucundan bile geçmiyor şu an.
C anım hiçbir şey yazmak istemiyor.
Gerçi yazsam da ne oluyor, ne değişiyor ki?
Sinek vızıltısı olsa, bir şekilde tepki verir insan...
Yazıklarımın ne etkisi ne de tepkisi var.
Koskoca hiçbir şey!
Kendin çalıp kendin söyledikten sonra gerisi fasa fiso!
Aylarca Korona’yı yazdık da ne oldu?
Eller gitti Mersine, ne yazdıysak tersine!
“Maske” diyorsun takan yok!
“Aman ha!” Diyorsun korkan yok!
Her gün binlerce vaka ve de ölenler var, umursayan yok!
Konuşup çenemizi, yazıp kalemimizi mi yoralım böylelerine…
Her milletin kendine göre özelliği var tabi.
Ancak bizim milletin ki hayret ki hayret!
Bu kadar da vurdumduymaz olunmaz ki arkadaş?
Yahu o kadar insanın Covid-19 virüsü nedeni ile öldüğünü, ölmeyenlerin de hastalıktan neler çektiğini görüyorsunuz be!
Görüyorsunuz ama yine de huylu huyundan vazgeçmiyor.
‘Yeni normalleşme’ adı altında biraz olsun nefes almamızı sağladı Sağlık Bakanlığı.
Evlerde hapsolunmaktan gerçekten de sıkıntı basmıştı hepimizi…
Ah bir sokağa çıksak diye can atıyorduk.
Sokağa çıktık çıkmasına ama ne çıkış!
Sanki virüs mirüs yokmuş gibi karma karış olduk hepimiz.
Ne sosyal mesafe, ne temizlik ve ne de maske…
Tavsiyeleri yeni yaptırımları tınmadık!
Oysa bal gibi de biliyorduk ki, bu davranışlarımızın salgını daha beter azdıracağını…
Acı patlıcanı kırağı çalmaz ha!
Bana sana bir şey olmaz öyle mi?
Alın bakalım!
Vaka sayısı 1500’leri geçti.
Belki de 2 bini de geçecek.
Hatta belki tekrar bizler için ev hapisleri başlayacak.
Ramazan Bayramını yapamadık, Kurban bayramını da yapamayacağız bu gidişle…
Haftalarca hep uyarı yazıları yazdım…
“Pardon” dedim…
Tarsusî dizeleriyle seslendim.
‘Diyorum ki” yazılarımla kulak ve gözlerinize bağırdım.
Ne oldu?
Hiçbir şey!
“Cami ne kadar büyük olursa hoca yine bildiğini okur” demişler.
Sizler de aynen öylesiniz.
Onun için bugün hiçbir şey yazmak gelmiyor içimden.
“Nus ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir!” diye hatırlatsam, virüs bulaşı olanlar zaten feleğin köteğini fazlasıyla yiyorlar.
Onun için bunları ne ben demiş olayım, ne de siz duymuş olun
Bundan böyle ne diyeyim size?
Allah bildiği gibi yapsın!
Amin!