:

:

:

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE ŞİİRİ NEREDE VE NASIL YAZILDI

24 Mart 2020 Salı 09:36
Seyhan Çağlar Emen
       Yıl 1914 1. Cihan Harbi başlamış, kısa süre sonra Batı’nın sömürgeci devletleri Çanakkale’ye dayanmışlardır, diğer  yandan da azınlıklar ile Arap kabilelerine kancayı takmışlar, Mekke Şerifi  Hüseyin ve oğullarını Osmanlı’ya karşı kışkırtmışlar ve  altınları akıtırlarken diğer yandan da Weyman Bury ve Lavrence gibi İngiliz casusları çölde cirit atmaktadır. Teşkilat-ı Mahsusa’nın meşhur reisi Kuşçubaşı Eşref Bey Şerif Hüseyin’in İngilizlerle gizli anlaşmalarını tespit etmiş ve durumdan Bahriye Nazırı ve 4. Ordu kumandanı Cemal Paşa’yı haberdar etmiştir. Ancak Cemal Paşa inanmak istemez zira Şerif Hüseyin ve oğulları Halife Hazretlerine sadık kalacaklarına dair Kuran ve Hz. Peygamber üzerine yemin etmişlerdir. Şerif Hüseyin’i hizaya getirmek ve fesada son vermek için Eşref Bey, Mehmet Akif, Süvari Binbaşı Mümtaz Bey, Şerif el Tunusi , Sudan’lı Zenci Musa ile 25 Teşkilat- Mahsusa fedaisi Hicaz’a gönderilir.
       Heyet çok zor şartlar altında gündüz elli, gece sıfır derecede ve kum fırtınaları içinde, bedevi baskınlarına rağmen Medine’ye varırlar, Medine Muhafızı Basri Paşa ve  Medine Türk kuvvetleri kumandanı Fahreddin Paşa  ile görüşerek yaklaşan tehlikeyi anlatırlar, Fahreddin Paşa ihanetleri fark etmiştir. Mümtaz beyin sağ gözü kum fırtınasından rahatsızlanmış, fedailer bitkin düşmüşler ancak  feleğin çemberinden geçmiş bu yiğitler hallerinden şikayet etmemişler, Şerif el Tunusi ise kalp hastasıdır, Koca Akif ise iklim şartlarına mukavemet etmiş, ata biniyor, kılıç sallıyor ve Zenci Musa ile güreş tutuyordu. Necid çölü, Akif’e ilham vermektedir. Hedefleri El Muazzam istasyonuna vararak, İstanbul ile telgraf irtibatı kurmak ve Çanakkale’den haber almaktır.
       Mehmet Akif, Eşref Beyden bilgi almak istiyor, Eşref Bey El Muazzam istasyonunda telgraf memuru İzzet Efendi yardımı ile Harbiye Nazırı Enver Paşa ile görüşerek Çanakkale Zaferinin müjdesini alınca gözyaşlarını tutamamış, doğru çöldeki Akif’in çadırına koşarak O’nu kucaklamış “Aziz üstad, size hayatımın en büyük müjdesini vereceğim. Çanakkale’de muhteşem bir zafer kazandık, dualarınız kabul oldu.” demiştir. Akif önce inanmaz fakat haberin Enver Paşa’dan alındığını öğrenince inanır. O gece Koca Akif, Çanakkale Destanını yazmadan canını almaması için Allah’a dua eder. Abdest alarak namaz kılıyor, sonra çölün kumları üzerinde kıbleye dönerek yere kapanıyor, saatlerce kımıldamadan yerde kalıyor, Eşref bey korkuya kapılıyor, yavaşça Akif’in yanına gidiyor, bakıyor ki nefes alıp veriyor, hiç dokunmadan geri çekiliyor. Birkaç saat sonra Akif yerinden kalkıyor, abdest tazeliyor ve tekrar namaza duruyor, bakıyorlar ki Akif’in yüzünü yapıştırdığı kumlar gözyaşlarıyla ıslanmıştır.  
       Mehmet Akif, gece eline kalem ve kağıt alarak zayıf bir lamba ışığı altında Çanakkale Şehitleri şiirini yazıyor. Akif, Çanakkale savaşını hiç görmemiştir, Çanakkale’ye hiç gitmemiş, gezmemiş, savaşın fotoğraflarını bile görmemiştir hatta hiçbir savaşa bizzat  katılmamıştır. Görmediği ve bilmediği bir savaşı binlerce kilometre ötede bir çölün ortasında nasıl tasavvur edebilmiş, gözünde canlandırmıştır. Baytarlık tahsili yapan bir kişi böyle bir destanı nasıl yazabilir, hangi edebiyat ve tarih tahsili yapan kişi böyle bir şiir yazabilir? İlahi bir ilham veya derin düşünce olmadan böyle bir şiir yazılamaz. Son yılların en büyük şairlerinden biri olan rahmetli Bahtiyar VAHAPZADE,” İstiklal Marşı ve Çanakkale Şehitleri şiiri normal olarak insan eliyle yazılamaz, bunlar başka kuvvetlerin ve gizli bir ilhamın vasıtasıyla Mehmet Akif’e yazdırılmıştır, ben yüzden fazla ülkenin Bağımsızlık Marşını inceledim, güfte ve bestesini araştırdım, hiç birini Türkiye’nin İstiklal Marşı kadar etkili görmedim” diyor.Bu şiirleri ve Safahat’ı yazabilmek için insan üstü yeteneklere sahip olmak gerektiğine inanmaktayım.  “ Ey şehid oğlu şehid isteme benden makber/ Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber.”             
 
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın diğer makaleleri
  • TÜRK İHTİLALİNİN ÖNCÜLERİ 26 Mayıs 2021 Çarşamba 14:38
  • ASİL YAŞAYANLAR- ASİL ÖLENLER9 Mart 2021 Salı 08:40
  • SABANCI AİLESİ VE ADANA SABANCI CAMİİ27 Ocak 2021 Çarşamba 08:37
  • HACI ÖMER AĞADA’N HAYAT DERSLERİ 29 Aralık 2020 Salı 11:47
  • MAHATMA GANDHİ VE PASİF DEVRİM 18 Kasım 2020 Çarşamba 09:53
  • TELEFONLA KONUŞMA ADABI9 Eylül 2020 Çarşamba 16:56
  • SADRAZAM TALAT PAŞA 6 Ağustos 2020 Perşembe 12:27
  • PSİKOLOJİK SAVAŞ30 Haziran 2020 Salı 14:33
  • TARSUS TAYYARE CEMİYETİ20 Nisan 2020 Pazartesi 10:37
  • YAĞMUR’UN HATIRLATTIKLARI31 Mart 2020 Salı 15:47
  • ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE ŞİİRİ NEREDE VE NASIL YAZILDI24 Mart 2020 Salı 09:36
  • AMERİKA’DA YAPILAN SOYKIRIM18 Şubat 2020 Salı 11:46
  • LİBYA’DA BİR KAHRAMAN ŞEHZADE11 Şubat 2020 Salı 13:42
  • ARAP DÜNYASINDA BİR TÜRK BAŞBAKAN5 Şubat 2020 Çarşamba 12:40
  • BİR ZAMANLAR SİNEMALARIMIZ VARDI21 Ocak 2020 Salı 09:58
  • 1923 YILINDA ÜLKEMİZİN DURUMU11 Aralık 2019 Çarşamba 14:05
  • İMPARATORLUKTAN CUMHURİYETE BİR TÜRK AYDINI4 Aralık 2019 Çarşamba 10:43
  • ATATÜRK’ÜN CENAZE NAMAZI NEREDE VE NASIL KILINDI?12 Kasım 2019 Salı 15:29
  • ATATÜRK VE ADİLE HALA ( ADİLE ONBAŞI)5 Kasım 2019 Salı 13:47
  • GAZİ ALİ YÜRÜK’ÜN HATIRALARI22 Ekim 2019 Salı 14:02

  • Tarsus Vilayet ©2006 - Tüm Hakları Saklıdır, Kaynak Gösterilmeden İçerik kopyalanamaz.
    Mersin Haber ,Mersin ,Mersin Haberleri ,Mersin Son Dakika ,Mersin Tren Saatleri ,Mersin Hava Durumu
    Oluşturma süresi(ms): -1